14 Mart 2012 Çarşamba

Mistik mi pislik mi???


Cevabi cok subjektif olan bir soru bu aslinda. Gecen hafta iş nedeniyle 3 gunluk bir Hindistan seyahati yaptım. Hindistan bizim aile olarak hayatımıza uzun süre önce giren bayağı bir zaman kalan ve daha sonra toptan çıkan bir ülke ama ben ilk defa gittim.İlkay uzun zaman Hindistan ile iş yaptı ve bir çok kere gidip geldi dolayısı ile aile olarak bilgimiz buradan geliyor. Bu arada Hindistan için vize gerekiyor ve vize formunda babaannenizin, anneannenizin ve her 2 dedenizin isimlerini bile soruyorlar...

Doha'dan Bombay 4 saate yakın suruyor. Katar Havayolları ile harika sayılabilecek bir uçuş sonrası Hint Okyanusu üzerinden direkt Bombay'a konduk. Havaalanı büyük ancak kendizi birden 1970lere gerı donmus hissttiren bir havası var. Zannediyorum yeni alanı inşa ettikleri için mevcut olana pek önem vermiyorlar. Körükten terminal çıkışıan kadar 5 yada 6 kere pasaport kontrolü yapıldı.Özellikle Pakistandan gelen terorizm burada kendisini bayağı yoğun hissettiriyor. İşin daha komiği sabahın 03.30'unda gümrükte " deklare edecek bir şey yok" olanlar bölümüne gidince 50 metrelik bir kuyruk oldugunu gördük.Deklare edecek bir şeyiniz yoksa bile tüm bagajları x-ray'den geçiriyorsunuz. Elinizi kolunuzu sallayarak çıkmak falan yok yani...Hindistan 1.2 milyar dolayısı ile kontrol için her adım başı adam koyacak güçleri mevcut. Alandan çıktığımızda saat sabah 04.30 gibiydi ve ben kendime bir anda herhalde burada bir sabah pazarı var yoksa bu kadar kalabalık olmamalı sorusunu sorarken buldum. Ama elbette yoktu.
Havaalanı şehre uzak ve arabayla 30-40 dakika rahat sürüyor.

Kaldıgımız otel Taj Mahal Palace mükemmel bir otel ve harika bir hizmeti var.Kendinizi gerçekten koloniyal bir devirde ve o zaman içerisinde hissettiriyor. Ancak 2008de bir bombalama ve rehine olayı yaşadıkları için bugüne kadar hiç bir otelin girişinde olmadığı kadar bir güvenlikten gectim ancak kapıdan içeriye girince hiç bir şekilde ruhunuz bunu tekrar hissetmiyor. Otel şehrin eski bölümünde ve Hindistan Kapısı adı verilen ve İngiltere Kralı V.George ve Kraliçe Marry için 1900'lerin başında yapılmış abidenin yanıbaşında ve deniz kenarında İzmir'in Kordon boyunun farklı bir versiyonu olan bir cadde üzerinde yer alıyor.

Hindistan gerçekten içinde karşıtlıkları barındıran bir ülke.Özellikle Bombay eski koloniyal tarzlı binaları ile çok farklı bir havaya sahip. Çok güzel parke taşlı bazı sokaklarında keyifle dolaşabiliyorsunuz. Şehir tüm eskiliğine, pisliğine, gürültüsüne ve karmaşına rağmen yemyeşil. Her köşe başında ufak yada büyük bir park ve yeşil alan mevcut. Uzun süre yaşamış oldukları İngiliz egemenliğini özellikle İngiltereyi ve İngiliz hayat tarzını bilenler Bombayda bunu çok fazlasıyla hissediyor. Şehrin en görkemli müzesi olarak lanse edilen ve eski ismi "Galler Prensi Müzesi " olan müzenin binası ve bahçesi gerçekten mükemmel ancak garip Hintlilere pek bir eser kalmamış.İçerideki eser denilen parçalar bizim Anadolu'daki en basit şehir müzelerinde bile mevcut.

Elbette Hindistanda demiryolu en önemli taşıma aracı ama binmek pek akıl karı değil. Sokaklar taksiden geçilmiyor. Bombayda taksiler 2 çeşit: Kibrit kutusu büyüklüğünde sarı-siyah eski olanlar ve mavi-beyaz yeni ve havalandırmalı olanlar.Havalandırmalılar elbette daha pahalı.Türkiyedeki araba kullanımına laf eden yabancıların Hindistanı bir ziyaret etmesini tavsiye ediyorum.Bizdekinin elbette pek matah olmadığını biliyoruz ama inanın ki Hintliler farklı bir boyutta araba kullanıyor.Dünyada hangi ülkede arabaların arkasında " Horn Please / Korna Çalın Lütfen " diye bir uyarı olur.Düşünün artık....Sokaklar ülkenin durumunu anlatıyor aslında.Özellikle büyük meydanlar, kaldırımlar ve köşeler sokakta yaşayanlar tarafından kapılmış durumda. . Hani neredeyse boş alan yok. Gecekonduların saray sayılabileceği sefalette ve küçüklükte olan yaşam yerleri var.Bunlara ev demek çok kaçabilir.Kutu boyutunda.
Bu arada en ustteki resim kaldigimiz otelin bir arka caddesinde cekildi
Elbette Hindistanda Hint yemeği yedik. Prince of Walles Müzesi yakınında Khyber restaurantda yediğim yemekleri hiç bir yerde yemedim.Mükemmel diyebileceğim yemeklerdi.Bu denli dooğru ve dozunda baharat kullanımı inanılmaz bir tat yaratmış. Alkolsüz Mohito yemek ile inanılmaz iyi ve dijestif oluyor. Süt içerisnde sunulan cottage cheese, havuç ezmesi ve helvalı dondurma tatlı isteğimizi fazlasıyla mükemmel karşıladı. Otelde yediğimiz Hint yemekleride gerçekten mükemmele yakındı ama benim için Khyber acik ara üstün.
Hindistanda gece hayati  bazi dogu kulturunde oldugu gibi otellerde geciyor.Gerek Cuma gerek Cumartesi gecesi bizim otel genc-yasli Hintliden gecilmiyordu. 
Yine bizim otele yakın The Table Bar ve Indigo Restaurant da Bombayda gidelebilecek olan adreslerden. Alisveris icin pek bir yer yok zannederken Soforumuz bizi Bombayda yeni açılan bir alisveris merkezine goturdu. Palladium Alışveriş Merkezi 4 katlı ve dünyanın sayılı markalarını barındırıyor.Insan gercekten karsi kaldirimdaki sefaleti gorunce bu tip bir atmosferi cok garipsiyor.

Fazla vaktimiz olmadigi icin yine Şöförümüze bizi şehir içerisinde bir tapınağa götürmesini rica ettik. İstanbul'da Tahtakalenin yanında Bond Street olarak kaldığı bir caddede bana göre pislik içerisinde avlulu bir tapınağa gittik. Girişte alnıma kırmızı kına boyasından süren adamın 2 adım ötesinde besili inekler bana melun melun bakarlarken tapınağa ben kalabalıklık ve işin doğrusu birazda iğrendiğimden giremedim.

Daha öncede söylediğim gibi karşıtlıkların adresi olan Hindistan.1.2 milyarlık bir ülke olunca bana göre yönetilmesi mümkün değil.Ülke birtakım dinamikler üzerinde kendince yürüyor ve yine kendi kendini yönetiyor gibi geldi bana. Zamanında Süleyman Demirel'e atfedilen " Türkiye yönetilmez idare edilir " sözü başka bir anlamda Hindistan için cuk diye oturuyor diye dusundum. Türkiye'de Hindistan genel anlamda çok detaylı olarak bilinen bir adres değil ancak Katarda fazlasi ile Hint nufus var.Ben ise 3 gün gidip konu ile ilgili ahkam yürütenlerden olacak değilim ama ülke bir anlamda sizi etkiliyor ve içerisine alıyor bu kesin ancak pislik mi yoksa mistik mi çok anlamadım.