22 Haziran 2011 Çarşamba

Doğduğum 4.Levent....

Ben İstanbul'da 4.Levent'te doğdum. 

70 lerin başındaki 4.Levent İstanbul içerisinde ama sakinliğin ve sessizliğin ötesinde başka bir diyarda uzak bir yerdi o zaman...Benim doğduğum sene o kadar çok kar yağmış ki atlı askerler evlere ekmek dağıtmışlar..Dağ başı misali yani...

Caddeden araba geçince cama koşardık annemle beraber...hele bir kaza falan oldursa olay daha da farklı yorumlanırdı: 2 araba geçmişte kaza olmuş!!! Düşünsenize şimdiyi...Bu söylediğim, Emlak Bankası bloklarının olduğu ve şimdi tam Sabancı Center'ın yanında / önünde bulunan evlerde yaşanan gündelik olaylardı...
Bizim 2 katlı ev bana o kadar kocaman gelirdi ki o yaşlarda. Şimdi gökdelenlerle yanyana durunca bir komedi oluyor. Sokaktan baloncu geçtiği zaman balonları bizim verandaya kadar çıkartır ve beni kışkırtırdı. Kocaman ama gerçekten kocaman ve renkli uçan balonları vardı..Çoğu zaman aldığımızı hatırlıyorum.
Evin camından bakınca ister inanın ister inanmayın ama açık havada karşı kıyıda Çamlıca tepesi ve Kulesi görünürdü.Öndeki bahçeye dedemle beraber 2 tane ağaç dikmiştik. Bugünlerde o kalabalığın, çirkinliğin ve karmaşanın içerisinde etrafta pek yeşil kalmadı ama zannediyorum ağaçlar halen duruyor.

4.Leventte o zamanlar çok fazla oturan yoktu ve herkes yeni yeni taşınıyordu. Dolayısı ile etrafta çok fazla çocuk yoktu.Benim arkadaşlarım anne ve babamın arkadaşlarının çocuklarıydı. Kızlı erkekli ama az sayıda arkadaşım vardı. Tam üst katımızda Dilara Endican ve ailesi oturuyordu. 3 kız kardeştiler ama en küçükleri olan Dilara bile benden 3-4 yaş büyüktü. Çapraz üstümzüde Nazım Uygur, doktor babası ve babaannesi ile otururlardı. En samimi olduğum ve en sevdiğim arkadaşımdı. Yıllar sonra karşılaştığımda Nazım'ın adını Caner yapmış olmasını ve Adnan Hoca'nın en yakın isimleri arasında görmeye çok şaşırmıştım. Karşımızda yine başka bir doktor Dr.Cevdet Hallaç vardı. İki tane çocuğu vardı ama benden yaşça bayağı büyüktüler.Ve arka yan bloklarda tek tük oturanlar..Galerici İzzet Beyin oğlu Murat, Albay Kemal Bey'in oğulları ve kızı hatırladığım arkadaşlarım ve isimler.
Evler numarlar ile adlandırılırdı. 5.Blok, 4.Blok gibi.Bizim ev 2.Blok'tu.Tam karşımızdaki yüksek bina Emlak Kredi Apartmanıydı ve İstanbuldaki en yüksek monoblok binaydı. Yüksek dediğim bina 8 yada 9 katlıydı. Tam yanında ise tek katlı bir yapıda Amerikan UNIVAC firmasının temsilciliği bulunurdu. UNIVAC dünyada üretilen ilk bilgisayar sistemleri şirketiydi. Her yerden uzak bir yer diye herhalde Amerikalılar 4.Levent'i seçmişlerdi. Bilgisayar olduğunu sonradan anladığım büyük makineler ve enteresan dikdörtgen şeklinde delikli sarı karton kağıtları vardı. Ne olduğunu çok merak ederdim.

Mahallede tek bir pastane, bir bakkal ve bir yada iki tanede eczane vardı. İki kardesin sahibi olduğu ve başında durduğu Emek Pastanesi- ki İstanbulda yaşayabilen ve 30-40 yıldır aynı yerde kalabilen ender mekanlardan bir tanesi- süper dondurma satardı. İçerisi tam köy pastanesi gibiydi ama dondurmanın tadı mükemmeldi. Bugünde aynı adreste devam ediyor. Şimdi onlarca binanın / sitenin olduğu eski Perili Köşk şimdi Futbol Federasyonu binasının olduğu yer bomboş bir tepeydi ve yamaçlarında dut ve gül bahçeleri vardı. Bir tek Gıda-İş Sendikasının kocaman camlı binasını hatırlıyorum ki hala duruyor. Gültepe ve Çeliktepe yeni palazlanmaya başlamış gecekondu mahalleleriydi. Çeliktepenin girişinde yakın zamana kadar duran bir IETT garajı vardı.Oradaki otobüslerin dizilişini görmeyi severdim.

En büyük zevkim ise 4.Levent Tenis Klübüne gidip tenis oynayanları seyretmekti. Klüp o zamanlar elbette neredeyse bir-iki baraka gibi binadan ibaretti ama bir sürü kort vardı. Yıllar sonra annemin 4.Levent Klübünün hocası olan Stephan Hoca ile tesadüfi tanışması benim orada tenise başlamama vesile oldu.Çok konuşan ama disiplinli bir insandı Stephan Hoca.Toprağı bol olsun..
4.Levent'ten taşındıktan sonra klübe yıllarca tenis oynamaya gittim.Çok ama çok keyifli zamanlar geçirdim.Tenis okulu sabahtan öğlene kadar olur, klüpte yemezsem öğlen yemeğine Babaannemlere gider- ki o iki yaşlı insanın beni kapıda görünce yüzlerindeki mutluluğu hiç bir zaman anlatamam-, öğlenden sonra akşama kadar arkadaşlarla klüpte kalır,bazen tenis oynar bazen hep beraber oturup saatler geçirirdik...Ne kadar güzel günlermiş.

Anlatacak belki bir sürü başka anı var ama hayatımın ilk 5-6 yılını bir fiil yaşayarak geçirdiğim daha sonrada hiç kopmadığım 4.Levent'ten aklımda kalanlar bunlar...


5 yorum:

  1. aydın inanamıyorum biz de şimdi metronun olduğu durak arkası 1. blokta doğdum ve oturdum 8 yıl sonra da daha da içeriye taşındık benim hislerim ve düşüncelerimi dile getirmişsin kalemine sağlık sevgiler mine

    YanıtlaSil
  2. peki sevgili abicim, o güzellikleri nasıl geri getirebilicez? Ben senin kadar yaşamasam da, ben de hatırlıyorum Etiler in, 4.Levent in ve Akatlar ın güzelliklerini. Sürekli aynı şeyleri konuşuyoruz belki ama başka bir çare de bulamıyorum. Sabahtan beri evin önünde trafik tıkanıyor, arabalar yolun ortasına park ediyor. Bugune kadar sokağa çıkıp bu sebeplerden yumruk yumruğa kavga da ettim, küfürleştim ama sonu yok! Aslında düzene karşı durmaya çalışıyoruz. Düzen sanırım bizleri istemiyor. Bilmiyorum bu işin sonu nereye gidiyor...

    YanıtlaSil
  3. ben dr.cevdet hallac'in torunuyum,yazdiklarinizi tesaduffen okudum ama birinin anilarini boyle guzel paylasmasi ve dedemle anneannemin evinin bilmedigim hallerini ogrenmek beni cok sevindirdi,ellerinize saglik.

    dilara celebi

    YanıtlaSil
  4. Babam 87 yılları

    YanıtlaSil
  5. Babamı 87 yıllarında bel fıtığından doktorumuza getirdik zor yürüyordu o günden beri doktorumuza duacıyız cok iyi elini sizlere vermedimi bazan ihtiyacimız oluyor dr bulamıyoruz biz bigilendirin tel 535 548 0972

    YanıtlaSil